Avrasya’nın büyük Çınarı, Prof.Dr. Ahmad Haci Horazmiy’i kaybettik
Avrasya’nın büyük Çınarı, Prof.Dr. Ahmad Haci Horazmiy’i kaybettik
İngiltere Türk Dünyası Birliği Onursal Başkanı, İngiltere-Türkmenistan Dostluk Derneği Başkanı, Oxford şehrinde yaşayan Annaguli Nurmehmet, Avrasya’nın büyük Çınarı, Prof.Dr. Ahmad Haci Horazmiy’nin vefatını yazdı.

AVRASYA’NIN BÜYÜK BİR ÇINARI DEVRİLDİ…
O, çok büyük bir çinardı, kendinde Al-Harezmî’nin, Hoca Ahmet Yesevi’nin, Mevlana’nın ve Mahtumkulu’nun köklerini barındıran kocaman çınar… Etrafına her dalı, yaprağı ile ışık saçar, gökyüzünün göm gök renki, aydınlığın nuru… Çok yönlü büyük üstat, bir dünya insanı olarak yetişmiş zat, bir elinde Kur’an, bir elinde İncil… O ‘Harezm’in Piri’ ünvanına layık görülen nadir zihniyet erbabı, her varlıktan gerçeğini görebilen aydınlık… Her bir güç karşısında hayatı pahasına ilmin gerçeğini savunabilen, yılmak, ‘uslanmak’ nedir bilmeyen bir bilim adamı, roman yazarı, şair, şarkıcı, hatta uluslararası başarıları olan halterci, satranççı… Onu Orta Asya, Avrasya bölgesinde bilirler.
Türkiye’de hakkında yazıp çizdiler. Türkiye sevdalısı…
O, ta 1994’te Taşkent’te büyük yazar Cengiz Aytmatov’a ‘Siz sadece Kırgız değilsiniz, tam kaynak bir Türk’sünüz, bundan sonra size Cengiz Türki olarak hitap etmemize müsaade ediniz’ diyebilen bir bütünlüktü. Yiğide bin hüner de azdır denilen tipteki güçlü bir insan… Asıl mesleği tarım mühendisliği, hayatı boyunca kimyasal gübrelerden dolayı topraklar ölüyorlar, onları koruyalım diye, kurumuş Aral’ın zehirli azgın rüzgârlarına karşı aklını, emeğini gere gere gelen, adam gibi bir adam Prof.Dr. Ahmad Haci Horazmiy. Özbekistan’ın Harezm bölgesinden Vatan topraklarını kimyasal ölümlerden korumak için kendisini gurbete kurban veren ekoloji, tarım uzmanı, ünlü bilge uzun yıllardan beri İngiltere’de yaşıyordu…
Bugünlerde Prof.Dr.Ahmad Haci Horezmiy 72.doğum gününü kutluyor olmalı. Hem tebrik edeyim, hem sağlık durumu nasıldır diye onu arıyorum, hiç ulaşamıyorum. Birkaç telefonu vardı, hiç birinden onun sesini duyamıyorum. Aklıma her türlü kötü fikirler geliyordu.
‘Bu virüs bana vız gelir, toprak öldüren, Aral’ı bitiren daha büyük korkunç virusları atlattık geldik buralara’
22.Mart. E-postasından haber gönderiyorum. Canınız sağ mıdır, bu zor günleri nasıl geçiriyorsunuz? Bana ulaşabileceğim bir telefon numarasını gönderiniz… Ne kadar mutlu oldum, yazıma cevap ve telefon numara geldi. Anında aradım konuştum, canım rahat etti. Ona bu ara evden dışarı çıkmamayı, bu koronavirus ecel belasına çok dikkat etmesini söyledim. O çok neşeli bir şekilde güldü. Güçlü, gururlu sesi ile ‘Bu virüs bana vız gelir, toprak öldüren, Aral’ı bitiren daha büyük korkunç virusları atlattık geldik buralara’ diyordu. Bu sinsi düşmandır, nerden nasıl geleceği belli olmaz, hele, kalabalık yerlere, Londra’ya hiç gitme… O bana Londra’dan birkaç hafta önce geldiğini, hayatında hiç görmediği eski ata Vatanı Türkmenistan’a sonunda vize alabildiğini sevinçle müjdeliyordu. Horazmiy, Özbekistan’da yaşayan eski, köklü Türkmenlerdendi. Hayatının en büyük arzusu tek bir defacık olsa da eski vatanları Türkmen toprağını görmek, koronavirus belası geçtikten sonra, yollar açılınca oraya gitmekti… Artık elinde doğa gibi tuttuğu vizesi de, önceden almış Aşgabat’a uçak bileti de vardı…
27.Mart. Prof.Dr. Ahmad Haci Horazmiy, doğum günü kutlaması ile ilgili yazmakta olduğum yeni bir makale için istedim yeni bilgileri, resimleri gönderdi…
4.Nisan. Oğlu Ulugbek’in telefonda verdiği bilgiye göre, babası Ahmad Haci Horazmiy’nin nefesi darılmaya başlar, doktor çağırar, onu hastaneye götürürler. Ulugbek, babasının o anlardaki durumunu resimleştirmiş, o hala gururluydu, mutlaka geri eve gelecek, nereden nasıl kaptığını bilmediği bu ağır hastalığı atlatarak…
6.Nisan. Prof.Dr. Ahmad Haci Horazmiy, bu ona nasıl acı olmuştur, son nefesinde ne hissettiğini, nasıl bu dünya ile vedalaştığını bilmiyoruz, ama o bu hayattan gittiğine mutlaka inanmamıştır, eğer bu varlıktan koparıldığına inanmağa mecbur kalsa da cennetten önce bir defacık görmeyi arzu ettiği eski Vatanına gitmiştir…
Çok yazık ki hiçbir vakit elinden bırakmadığı o büyük çınar dalından yapılan, hiç durmak bilmeyen kalemini tekrar eline alamadı…
Onun için her bir şey sonsuza kadar durdu, ama onu çok seven dostları, binlerce okurları, sadece 4-5 kişinin katılımıyla bir kara günde Stockport mezarlığında gömüleceğini beklemiyordu… Kendisi asla beklemiyordu…
Ama maalesef bu sinsi düşman etrafımızdaki dostlarımızı, yakınlarımızı, tüm dünyada yüz binlerce insanları yaşama isteğinden, hakkından namertçe koparıyor götürüyor…
Rahat uyu aziz insan…
Annaguli Nurmehmet,
İngiltere Türk Dünyası Birliği Onursal Başkanı, İngiltere-Türkmenistan Dostluk Derneği Başkanı,
Oxford